Haberler

Toprak, yaşamın devamlılığı için olmazsa olmaz tek şeydir, İnsanlık olarak en büyük sorunumuz ise toprak kaybıdır.

Çeşitli nedenlerle her yıl 24 milyar ton tarım toprağı kayboluyor – bu da her dk  30 futbol sahası kadar toprak kaybı anlamına geliyor. Doğal yollarla gerçekleşen fiziksel kayıpların yanı sıra, aslen topraktaki yaşam kayboluyor . Oysa toprağın oluşması o kadar zor gerçekleşiyor ki,

1cm.lik toprağın oluşması için 200-400yıl gerekiyor.

Tarım yapılacak toprağın oluşması için ise 3.000yıl geçmesi gerekiyor. Doğa, toprak kaybını aynı oranda karşılayacak toprak üretimi gerçekleştiremiyor.

Oysaki toprak yaşayan bir elementtir, içinde 1 milyardan çok mikroorganizma barındırır. Bu mikroorganizmalar ne kadar çok ise toprak o kadar güçlü ve besin değeri yüksek olur.

Peki bu kadar önemli olan bu elementi neden bu kadar hoyratça yok kullanıyoruz?

Sürekli kimyasal içerikli hormonlu gübrelerle  toprağa ekilen gıdaları besleyerek toprağa zarar veriyoruz. Zararlılar ile mücadele ediyoruz diye kimyasal  ilaçlama yaparak  toprağı zayıflatmaya devam ediyoruz, bu bir kısır döngü aslında,

Toprak verimsiz olduğunda  bitkiler beslenemez,  bu durumda zararlı otlar/ haşereler musallat olur, bu zararlıların uzaklaştırılması için kimyasal ilaç kullanımı  devreye giriyor, bu da topraktaki canlı mikroorganizmaların ölmesine sebep oluyor.

Sizce günümüzde altından daha değerli ne olabilir?

TOPRAK !

İnsanlığın devamı için toprağın beslenmesi ve toprak kaybının önlenmesi için doğal  döngüyü sağlıyor olmalıyız,

Doğal döngü, topraktan aldığını tekrar toprağa  vermekten geçer.  Bu da kompost ile mümkün!

Kompost, gıda atıklarının pek çok farklı yöntemle dönüştürülmesi ile ortaya çıkan yarı mamül olup toprak ile karıştırılarak  son halini alır ve  ihtiyaç duyulan zengin besin kaynağını toprağa vererek onu  tekrar doğurgan hale getirir. Tarım toprağına yapılacak kompostl ilavesinin topraktaki solucan sayısını, mahsuldeki verimi ve toprağın dengesini artırdığını biliyoruz.

Bu mucizevi ürün ile çok daha sağlıklı üretimin gerçekleştirirken,  tarımda  kimyasal kullanımının da önüne geçebiliriz.

Kompost lu güzel günler diliyorum.

Sevgiler,

Dönüştür Gitsin

 

Etiket
Paylaş

Bildiğiniz gbi biogaz, organik atılklar ve gıda atıklarının  oksijensiz ortamda parçalanması ile açığa çıkan yenilenebilir ve temiz bir enerji türüdür. Atıkların parçalanmasında kullanılan yöntem  ise esasen  yüzyıllardır var olan ve çiftçiler tarafından da kullanılagelen bakterilerin organik atıkları parçaladıkları bir yöntemdir.

Insan neslinin biogazı ne zamandan beri kullanıyor olduğunu tahmin edebilir misiniz?

Mevcut bulgulara göre, biogaz ilk defa  Asurlular  tarafından 10.yüzyılda kuıllanılmış..

Organik atıkların parçalanması sırasında açığa çıkan yanıcı  gazın Metan gazı olduğunun anlaşılması ise 18.yüzyılda John Dalton and Humphrey Davy sayesinde olmuştur.

Okuduğumda bana çok ilginç gelen şuı bilgiyi de paylaşmak istiyorum, Oksijensiz ortamda organik atıkları parçalayarak biogaz üreten  ilk büyük ölçekli tesis 1859’da Bombay’de kurulmuş.

Siz de şaşırdınız, değil mi?

Anlaşılan o ki Biogaz kullanımı ve üretimi bir Avrupa  ülkesinde  başlamamış.. Ancak Avrupalı milletlere ilham kaynağı olduğu kesin  çunku 1890 ların sonunda İngiltere ilk defa kanalizasyon atıklarını biogaza dönüştürmeyi başarmış ve elde edilen enerjiyi sokak lambalarını aydınlatmak için kullanmış.

1960’lar da Hindistan ve Çin ‘de  ufak ölçeklerde biogaz üretimi gerçekleştirebilen sistemler geliştirmeyi başarmış.

Tabii ki  20. Yüzyılın gelişi her açıdan olduğu gibi bogaz üretiminde de devrim niteliği taşıyor çünkü   artık endustriyel ve ev tipi biogaz sistemleri kullanılmaya başlandı Ve günümüzde ise teknoloijinin  de ilermesi ile birlikte biogaz çok daha güvenli ve kolay teknoloijlerle elde edilir hale geldı.

Ancak, dünya nüfusunun yaklaşık 1/3 ünün hala bio kütle ve odun kullanarak enerji elde ettiği haberlerini okuyoruz- bu anlamda, biogaz kullanımının yaygınlaşması ve günlük hayatlarımıza girmesi için hala uzun bir sürenin geçmesi gerektiği aşikar.

Türkiye olarak her yıl milyarlarca ton gıda ve organic atık açığa çıkartıyoruz, buna rağmen biogaz üretiminin yaygınlaşması için ciddi adımlar atılamamış olması endişe verici.

Ancak hiç bir şey için geç kalınmış değil.

Dönüştür Gitsin olarak, sorunun kaynağına inerek evlerde açığa çıkan gıda atıklarının dönüştürülemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda toplum bilinci oluşturmak için çalışıyor ve hiç durmadan anlatıyoruz, bireyleri bilinçlendirmek için eğitimler veriyoruz.

Gıda atıkları gibi değersiz görülerek çöpe atılan ve sonrasında çöp sahalarında yığınlar halinde bırakılan bu atıkların aslında çok değerli olduğunu anlayan her birey çok daha duyarlı hale geliyor ve gelmeye devam edecek.

Gıda atıklarını dönüştürerek herşeyden önce dünyayı korumak adına çok önemli bir adım atmış oluruz,  diğer taraftan  da kendi ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi üreterek  tasarruf sağlayabiliriz.

Bilinçlenen her birey, evinde açığa çıkan gıda atıklarını biogaza  dönüştürmeye de başlayacaktır.

Söylediklerim hayal olmaktan çıktı, Avrupa bigoz kullanan ilk millet olamadıysa da kendini geliştiren  taraf oldu ve artık Avrupa ülkelerinde  ev içlerinde ev tipi biogaz sistemleri kullanarak yemek yapacağı ocak için gereken enerjiyi üretebilir hale geldi.

Sıra bizde,

Gıda Atığını Dönüştür, Geleceği Değiştir !

Sevgiler

Dönüştür Gitsin

Etiket
Paylaş

Bülten Aboneliği

Bizden haberdar olmak için lütfen kayıt olun

    dev
    error: Content is protected !!